Depresyon

Remel Öney
Remel Öney
75 Görüntülenme
Depresyon

Kendi yokluğumuzun farkına vardığımız andan itibaren, somut bir kayıp gerekmeksizin kaybolmuşuzdur.

.

Depresyonun, ilk görünür hâle geldiği anlara dikkat edin.

Hayatın akışı yavaşlamış, sanki görünmez bir el “duraklat” tuşuna dokunmuş ve anlam askıya alınmıştır.

.

Kişi aslında bariz olan hiçliği, yeni yeni keşfetmekte olduğu intibasındadır.

Eskiden keyif veren aktivitelere ilgi azalmıştır.

Ve mecburiyet şevkin celladıdır.

.

Çelişki ironiktir.

Kişi, bir yandan değişime direnir, ısrarla zamandan taşların sabit kalmasını talep eder.

Öte yandan, tutunmaya çalıştığı şey aslında çoktan kaybedilmiştir.

Sarf edilen çaba, varlığı güncel olmayan bir şeyi korumak üzerinedir.

.

Depresyon geçmişte kalmayı talep etmek ve bu yönde direnç göstermektir.

Kişi, kaybın bilincindedir ama neyi kaybettiğini tam olarak bilmez, bilmek istemez.

Bu, depresyon ile yas arasındaki temel farklardan biridir.

.

Yas, kaybın farkındalığıyla yaşanır; depresyon ise kaybedilen şeyi tanımlamadan, etrafında bir döngü kurar. Depresyonda iyileşme, söz konusu kaybı tanımakla başlar.

Kişinin neyi yitirdiğini, bunun kendisi için ne anlam ifade ettiğini öğrenmesi gerekir.

.

İkinci aşama, kaybı kabul etmekle alakalıdır.

Kişi ancak tanımlayabildiği bir kaybın yasını tutmaya başlayabilir.

Pişmanlıklara ve şikâyetlere tutunmaktan vazgeçip yeni bir hayat inşa etmeyi kabul etmek, sıkışıp kalınan yerden çıkma fikrini gözden geçirmek…

.

Depresyon biraz böyle işler.

Kişi, kaybın gerçekliğiyle yüzleşmek istemez, söz konusu kayıpla -artık var olmayanla- beraber varlık sürmek ister.

.

Kişi, tanımlayamadığı kaybına sadık kalarak, onu bir nevi hapsetmeyi umar; benliğini geçmişe kilitler, değişime yüz çevirir.

.

Depresyon pasif bir isyandır, kişi zamandan imtiyaz talep eder.

Gerçekten dondurulan tek şey duygulardır.

Ve duygular, gerçekliği algılayış biçimimize bağlıdır.

.

.

.

Görsel: Vilhelm Hammershøi “Støvkornenes dans i solstrålerne” 1900

Etiketler:depresyonyaskayıp