Depresyon ve Fibromiyalji

Fibromiyalji ve depresyon arasında üç belirgin ortak semptom mevcuttur:
.
1.Halsizlik
Sürekli yorgunluk hissi,
Enerji düşüklüğü,
Basit fiziksel veya zihinsel faaliyetlerden sonra bile bitkinlik gözlemlenebilir.
.
Fibromiyaljide bu durum daha çok kas-iskelet sistemiyle ilişkili hissedilirken, depresyonda psikomotor yavaşlama ve motivasyon eksikliği mevcuttur.
.
2.Uyku bozuklukları
Uykuya dalma zorluğu,
Uykunun sık bölünmesi,
Sabah çok erken uyanma (depresyona özgü),
Uykudan dinlenmiş uyanamama (daha çok fibromiyaljiye özgü).
.
Fibromiyalji hastaları genellikle hafif, kesintili ve rüya dolu bir uykudan yakınırlar. Uykuya dalma süreleri genellikle değişim göstermese de, toplam uyku süreleri kısalmıştır. Bununla birlikte, derin uyku açısından kronik bir eksiklik söz konusudur.
.
Depresyonda ise erken uyanma ve REM dengesizliği ön plandadır; tabloya anksiyete belirtileri eşlik ettiğinde kişi uykuya dalmakta da zorluk çeker.
.
REM uykusuna geçiş süresi ise kısalmıştır.*
.
3.Bilişsel bozukluklar
Dikkat dağınıklığı,
Hafıza sorunları (özellikle yakın bellek),
Konsantrasyon güçlüğü.
.
Depresyonda bilişsel bozukluklar, genellikle kognitif yavaşlama ve düşünsel bulanıklık şeklinde kendini gösterir. Birey, dikkatini toplamakta, karar vermekte ve karmaşık zihinsel işlemleri yürütmekte zorlanır. Söz konusu yavaşlama, çoğu zaman kişinin konuşma hızında ve hareketlerinde de gözlemlenir.
Kişi genellikle “zihinsel sis”, “dalgınlık” ya da “donukluk” hissinden şikayetçidir. Hafıza sorunları da yaygındır; özellikle yeni bilgileri öğrenme ya da hatırlama becerilerinde düşüş sık görülür. Bu belirtiler, kişinin günlük yaşamdaki işlevselliğini ciddi anlamda etkileyebilir.
.
Fibromiyaljide bilişsel bozukluklar, düşüncelerde yavaşlama ve bellekle ilgili sıkıntılarla kendisini gösterir ve bu tabloya fibro-fog adı verilir. Fibro-fog terimi; fibromiyalji hastalarının yaşadığı, kelime bulma güçlüğü, dikkat dağınıklığı, zihinsel bulanıklık ve konsantre olma zorluğu gibi semptomları tanımlamak için kullanılır. Fibro-fog, çoğunlukla kronik ağrı, uyku bozuklukları ve yorgunlukla birlikte seyreder; bu durum, hem fiziksel hem de zihinsel bir tükenmişlik hâline sebep olur.
.
.
Araştırmalar, fibromiyalji hastalarında, toplum geneline kıyasla majör depresyonun ve majör depresyon öyküsünün daha yaygın olduğunu doğrulamaktadır.
.
Fibromiyalji ve depresyon arasındaki bu yakınlıklar, bu iki rahatsızlığın aynı patolojinin farklı formları oldukları yönündeki görüşlere kapı aralamaktadır; antidepresanların fibromiyaljide etkili tedavi sunması bu fikri pekiştirmektedir.
.
Bir diğer bakış açısı ise, fibromiyaljiyi tekrarlayan depresyonlardan arda kalan (rezidüel) bir sendrom olarak değerlendirmektir. Bu görüşe göre, özellikle uzun süren veya tedaviye dirençli depresyonların ardından bazı kişilerde bedensel belirtiler kalıcı hale gelir ve fibromiyalji benzeri tablolar ortaya çıkar. Bu perspektiften fibromiyalji, çözümlenmemiş depresif süreçlerin bedende bıraktığı bir iz olarak betimlenebilir.
.
Öte yandan, bu ilişkinin tersine işlediğini savunan görüşler de mevcuttur:
Fibromiyalji depresyona zemin hazırlayan bir rahatsızlık olarak düşünülebilir. Kronik ağrı, sürekli yorgunluk, uyku bozuklukları ve yaşam kalitesindeki düşüş; zaman içinde duygusal tükenişe, yaşamdan keyif alamamaya ve umutsuzluğa yol açarak depresyonu tetikleyebilir.
.
Bu fikirler, fibromiyalji ve depresyonun yalnızca birbirine sık eşlik eden değil, birbirini şekillendiren, iç içe geçmiş süreçler olduğunu düşündürmektedir.
.
.
.
.
.
.
.
.
* REM (rapid eye movement sleep), rüyaların yoğun yaşandığı uyku evresidir.
Sağlıklı bireylerde uykunun başlamasından sonra ilk REM evresine geçiş yaklaşık 90-120 dakika sürer. REM uykusuna erken geçişin, depresif bireylerde duygusal işlemenin bozulmasıyla ilişkili olduğu düşünülür.
Bazı araştırmalar REM uykusunun erken başlamasının, depresyonun nüks riskini öngörmek için belirteç olabileceğini göstermektedir.
.
.
.
.
Görsel: Edvard Munch, 1906